Sunday, August 19, 2018

PIHTI!

PIHTI

Pıhtı: Koyulaşarak yarı katı hale gelmiş sıvı.

Hücrelere can veren kutsal sıvının yarı ölü hali.
Bir zamanlar türlü kan hücreleri taşıyan, savunma hücrelerinden toksinlere, hormonlardan, besin maddelerine, atık toksinlere kadar herşeyin içinde olduğu duran, kımıldayamayan, akışı kendi insiyatifinde olmayan şey. Yarısı ölü yarısı yaşayan ölü. Pıhtı attı derler hani, oh şükür deriz. Yaşayacak. İyi ki... Hayatta da olur; bazen o pıhtı atıverir. Çok nadiren olur, orada küçücük, iradi bir şey var mı bilmiyorum, bilemiyorum.
Ama; pıhtı gibi yaşayan adamlar var, pıhtı gibi yaşayan kadınlar, pıhtılaşmış insanlar, pıhtılaşmış hayatlar... Bunu biliyorum.
Kanın etrafından dolanarak geçtiği, pıhtının orada öylece kalakaldığı. Bazen kımıldıyor belki ama bak bu iradi değil. Kan bazen fazla pompalandığından... Neyse ki tabiatta ve çocuklarda yok. Çok şükür. 

Pıhtı! Kelimenin havadaki tınısı da enteresan. Bak söyle yüksek sesle, anlayacaksın. Hecele şimdi. Pıh — Tı.
Pıh derken sanki şöyle bi yukarı doğru çıkmak ister gibi ama sönüveren. Nefes boşaltan. Tı derken noktalı. Sonlandıran. Sanki Yok arkadaş bende bi ağırlık var bu gün kendimi kaldıramıyorum der gibi. Biraz üşengeç. 
Sanki kalkıcam da ne olucak şimdi der gibi.
Oturuyoruz şurda şimdi ne gerek var rahatımı bozmaya der gibi.
Başıma ne gelir belli mi olur şimdi kımıldarsam aman aman der gibi.
İyiydik böyle, nerden çıktı bu der gibi.
Amannnnn ben mi değiştiricem bu dünyayı der gibi.
Öyle de oluyoooo, böyle de oluyo der gibi.
Yeni değil. Maceracı değil. Mücadele hiç yok. Risk sevmez. Duygu tanımaz. Mıymıntı, hantal, mıyır kıyır bir şey şu pıhtı.
Bir de yanından kenarından geçen kana sorar.
Nereye gidiyorsun?
Her zamanki gibi işte, aynı. Kalbe, beyne, hayatın bütün damarlarında dolaşıyorum.
Ben de gelsem mi?
A gerçekten mi? Hadi.
Ya ne bilyim şimdi, gelmekte istedim aslında ama....

Böyle bir şey işte pıhtı. Oysa çok hayati. Bir anda herşey bitebilir onun yüzünden. Hayat durabilir.
Ya da hadi şöyle diyelim; hayat dediğimiz şey o pıhtıyı attırmayabilir.
Hadi pıhtıcığım sana bir şans verdim bi at bakiym diye bir cümle vaad edilemiyor kendisine maalesef.
Şöyle düşün şimdi bir de pıhtıyı; kan damarlarda akan bir nehir gibi tamam mı?  Hayatın kendisi o. Pıhtı da nehrin kenarına takılmış bir dal parçası.
Senin takıldığın yer yani. Oraya tutunuyorsun. Orada güvendesin. Orası tutunduğun yer. Ama hayat akarken başka parçacıklar sana eklenebilir ve daha büyük bir pıhtı haline gelebilirsin. Bu bir döngü, her an her saniye her şey bu döngüye hizmet ediyor. Hayat hız aldığında, ya da değişme dönüşme ihtimali yükseldiğinde, kan akışını hızlandırdığında yani,  sıkıca tutunmaya çalışıyorsun oraya. Pıhtısın hala ha unutma;  yarın ölü, yarın yarı yaşar durumda yani, kendini öyle düşün.  Ama o yarı yaşar tarafın hala sana kımıldama diyor. Pıhtı büyüdüğünde yani bir sürü parçacık sana eklendiğinde artık büyük sorunsun arkadaş. Ya nehir seni alıp götürecek artık nereye saplanıp kalırsan, beyne, kalbe, akciğere. Ya da olduğun yerde daha da  büyüyerek bulunduğun  damarı tıkayacaksın. Bir diğer ihtimalde  parçalanarak kana karışacaksın yani hayatın içine nehre akacaksın.
Şimdi şöyle toparlıyorum ; pıhtı dışardan bir müdahaleyle parçalanabilir. Ya da oluşumu engellenebilir. Kanın yapışkan aslen koyu kıvamını biraz sulandırırsan aspirinle mesela koruyabilirsin kendini. Pıhtın mı var ilacı var, kolay; Heparin ya da Komadinle parçalıyorlar. Pıhtı bi şey yapamıyor kendini  iyileştiremiyor ama. Dışarıdan  müdahale şart. Çünkü hatırlayalım hemen; iradi değil!
Buraya kadar tamam mısın? Ama işte insan iradi bir varlık. Nehir akarken bir dala takılmış olabilirsin, bu normal, ama kımıldama , hareket etme, kendini parçalama ve  kana karışma yani özüne dönme gücü sende var. Pıhtı iradi değil, sen öylesin.
Yapabilirsen akciğere, kalbe, beyne doğru pıhtılaşmadan akacaksın. 
Yani nefese, duyguya, akla_ sağduyuya doğru.
Yoksa bir pıhtı gibi yaşayacaksın. Ya bir gün tesadüfen pıhtı atacak ya da gidip nefesine, kalbine ya da o güzelim aklına saplanacak.
Ölmeyeceksin işin fenası çünkü malum pıhtı burada bir metafor.
Ölmeyeceksin!  Pıhtı gibi, pıhtılaşmış bir hayat yaşayacaksın.
Diyorum ki; gel sen  kendi hayatının aspirini ol, incelt kanının katı taraflarını. Şu berbat çekirdek zihninden kurtul. Nasıl yapacaksın sen bilirsin. Sana  hangisi, kim, ne  iyi gelir? Hangi sen olmak sende daha güzel durur, seni daha çok mutlu eder bunu sen bilirsin. Yap bunu. Çünkü bir gün avuçlarına Heparin ya da Komadin uzatacak birini  bulamadığında, kendini öldüreceksin. 
Yaşayacaksın elbet de ; işte...  Kendin olmadan, olamadan, kendine ait olmayan bir hayatın içinde ömür geçireceksin.
Pıh—Tı : 
Koyulaşarak yarı katı hale gelmiş sıvı, insan ya da hayat.

                                                                                               20 Ağustos 2018_yonca